5 Haziran 2013 Çarşamba

6 Haziran, Taksim`in acı manzarası

6 Haziran.
Saat 1-den beri Taksimdeydim. İstiklal caddesi normal hayatını yaşıyordu, hiç bir politik etkinlik ve ya yürüyüş yoktu. Yalnız Gezi Parkı`nda günlerdir orda serseri hayatına devam eden, belli gruplar ve para babaları tarafından yiyecek, içecek ve esrarla beslenen marjinal komünist ve kürtçü gruplar çadırlarda bulunuyorlardı. Gezi Parkı-na girdiğin anda, zaten esrar kokusunu almak mümkün. 
Öğleden sonra ortalıkta BDP, PKK bayrakları ve katil teroristbaşı Apo`nun posterleri gözükmeğe başladı. Taksime arkadaşların yanına vardım ve o anda İstiklal caddesiyle bir BDP-li grupun(aralarında güvenlik görevini yerine getiren komünistler de vardı) yürüyüş yaptığını ve halkın da buna tepki gösterdiğine tanık oldum. Bu grup, İstiklal caddesi boyu Galatasaray lisesine taraf yürüyüş yapıp geri döndü ve yürüyüşünü Taksim meydanında tamamladı. 
Sonra takriben yarım saat sonra tekrar Taksim Meydanı`na vardım ve nerdeyse tüm her yerde BDP, PKK bayraklarını ve Apo`nun posterlerini göze girdiğini gördüm. Telefonumun şarjı yetinceye kadar bunları fotoya aldım. Aşağıda hepsini paylaşıp ilginize sunuyorum.
Sonra tekrar İstiklal caddesine döndüğümde, takriben 1000 kişilik ve "Halkların Kardeşliği Kongresi" adlı bir güruhun "Öcalan! Öcalan" diyerek Taksim Meydanına doğru yürüyüş yaptığını gördüm ve bunu ne yazık ki, yalnız fotoğraf olarak kaydedebildim. Telefon şarzı çok az olduğundan, video kaydı yapamıyordum. 
Akşama doğru, hava karardıkca, terorist ve radikal komünist gruplar - oysa ki, sabahtan sıradan halk gibi ortalıkta geçiniyorlardı(!) - meydanı ele geçirme eyforisine kapılıp da bayraklarıyla, posterlerle açık-açık eylem yapmaya başlıyorlardı. 
Zaten işin ilk başında onlar vardı ve ortaya kalabalık topladıktan sonra, kendilerine masum halktan bir maske oluşturup feysbuk ve tvitter arkasına geçerek esasen sanaldan, bir kısım da marjinal küçük gruplarla meydandan kalabalığı yönetmeğe başlamışlardı. Bir kaç gün süren provokatif eylemlerin sonunda halk oyunların içeriğini anlayınca çekilmeğe başladı ve yine meydanda kendi başlarına kalınca, tüm kitlesel güçlerini Taksimin özgürlüğünden yararlanarak ortaya koymaya başladılar. 
Bu konu hakkında önceki yazılarımızda yeterince yazmış olduğumdan, fazla yorum ve açıklama yapmaya gerek duymuyorum. 
Ne yazık ki, bu günler olaylara halk tepkisi ve milli bir görüntü vermeğe çalışan bir çok tarikatcı, belli uzantılara ve bağlantılara sahip olan medya vardır. Bu medyanın ve yalan, dezenformasyon dolu ahlaksızca, insafsızca, şerefsizce zehir fışkıran sosyal medyaya inanmamayı, olaylara soğuk kafayla, mantıkla bakmayı tüm soydaşlarımdan şu hassas günlerde rica ederim.
Okurları fazla yormamak için yazıyı burada bitirip kısa yorumla birlikte, bu gün çektiğim fotoğrafları ilginize ve yorumunuza sunuyorum. 
Üzerine tıklayarak fotoğraflara daha geniş bir ölçüde bakabilirsiniz. 


İlk önce İstiklal Savaşı`nın bir hatırası olan Özgürlük Anıtı`ndan başlayalım. Şu an bir başkalarının özgürlüğünü açık şekilde gösteriyor. Bunlar hepsi çeşitli ve küçük-küçük marjinalleşmiş komünist, kürtçü partilerin bayrakları. 

Buyurun, Marks, Engels, Lenin... "İskra" gazetesi eksik. Yalancı medya varken, ona da gerek yok aslında.
Marksist liseliler haa :)). Komsomol söyleseydiniz, daha net yakışırdı ;).
Yok artık, bilmem nerenin teri...
Yaşasın Sosyalizm :)))
Dİkkat etseniz, PKK bayrağını ve terör örgütü olan DHKP-C`nin ölmüş bir üyesinin büyük posterini görebilirsiniz.

Bu kadar komünist azmış da, hele bir birlik de gerekiyormuş :))


Yukarıdaki hareketli reklam afişinin üzerinde açılan posterde hazreti Marks, Engels ve Lenin`in resmini görebilirsiniz.
Bu apartman, zaten burdaki marjinal grupların tam bir koleksiyonu olmuş. 
Bunlar da çok komik bir marjinal grup - müslüman komünistler :)

İşte şu, "Apocu halk" imzalı sarı pankart, PKK-ya ait.
Bayrak direklerine kaldırılmış PKK, BDP bayrakları ve teröristbaşı Apo`nun posterleri. Sağ tarafta da aynı gruplara mensup bayrakları ve aynı şerefsizin posterlerini görebilirsiniz. Artı, komünist bayraklarını da.
Yine BDP, PKK bayrakları ve Apo`nun posterleri. 
Aynı manzara.
 Aşağıdaki fotoğrafları yorumsuz bırakıyorum. Yorum sizin...

















Şu, tam bir müzelik pankart.
Özgürlük Anıt`ı, rus emperyalizmi ve kürt faşizminin işgalinde. Dikkatle baksanız, çeşitli marjinalleşmiş komünist çetelerinin ve PKK-nın siyasal kanadı BDP-nin bayraklarını görebilirsiniz. 

Çok ilginç bir kare. PKK`nın kökünü kesmekte iddaalı, başkanı olan Osman Pamukoğlunun hep PKK ile mücadelesinden bahsedip övündüğü HEPAR(Hakk ve Eşitlik Partisi). Yanımdakı arkadaşım, eski bir HEPAR`lı olarak, buna tepki verdi ve aldığımız cevap şu oldu: "Biz sosyal-demokratız, milliyetçilikle alakamız olmaz ki". Tamam, ne ... olursan ol, ama, biz Avrupanın istenen ülkesinden bir sosyal-demokrata bu olayı anlatsak, "onlar hapsedilmeli" derler. Örnek, İsveç`in şu an muhalefette olan Sosyal-Demokrat Partisi, milliyetciliği bıraktım, sizden daha şerefli. PKK sorununu İranla çözmek yaramamış da, TKP, ESP, EMEP, BDP, hatta PKK-nın, Apo`nun kendisiyle birlikte çözme yolunu bulmuşlar. 
İşte PKK-nın bayrakları ve Apo`nun posterleri direklerde dalgalandırılıyor. Aşağıdaki fotoğraflarda da aynı manzara. Telefonla yalnız bu kadarını kaydedebildim. Gece iyi çekmiyor.