11 Ocak 2011 Salı

Okuduğum Sumer tableti


İlk olarak okuduğum bu tableti okumaya başlayınca öyle sanıyordum ki neyse tarihle ilgili önemli bir şeyler olacakmış. Yanılmıştım... Burada da Haydar Aliyev gibi bir kralı övüyör, övüyör, yine övüyorlar... Üstelik tabletin tek değeri sayılan söz konusu kralın adı da bozuntuya uğramış. Tam okumak olmuyor ne yazık ki... Neyse önemli olan şu ki işaretlerin anlamını bi türlü açmayı başardık. Yazıtta yazılıyor:


1. Dingir - Nin - Gir - Su
2. Ur - Sag - Kalag - Ga
3. Dingir - En - Lil - La
4. Lugal - A - Ni
5. Dingir - Sul - Gi
6. Nitah - Kalag - Ga
7. Lugal – Ki - En - Gi - Uri  
8. Lugal - Ki - En - Gi - Ki- ..... - Lil


                                                    Anlamı 

I versiyon:                                                        

1. Tanrı Ningirsu`nun                                  
2. güçlü bahadırı                                          
3. Tanrı Enlil`in yüce                                   
4. kralı,                                                      
5. Tanrı Sulgi`nin                                        
6. güçlü eri,                                                 
7. Sumer, Ur ülkeleri kralı,                           
8. Sumer kralı                                             
9. ...lil.                                                       


 II versiyon

1. Tanrı Ningirsu`nun
2. beslediği(oğlu) güçlü bahadır,
4. beslediği(oğlu) yüce, akıncı kral(ı), 
5. Tanrı Sulgi`nin
6. beslediği(oğlu) güçlü er, 
7. Sumer, Ur ülkeleri kralı
8. Sumer kralı
9. ....lil 
 Kralın adının önü tablette bozulduğundan belli değil*

Açıklama:
I satır, 1. söz – DİNGİR gibi okunuyor. Bu işaret(söz) TANRI(TENGRİ) anlamını veriyor. Söz Sumer dilinde olan Türk sözlerindendir. Bunun açıklanmasına artık gerek duymuyoruz. Söz apaçık ortada Türkçedir. Söz konusu işaret III ve V sıradada(bu sıralarda da birici işaret) aynı anlamda kullanılıyor. Şunu da diyelim ki, bu söz Sumer dilinde hem Tanrı anlamında, hemde Tanrı adlarının önünde gelen determinatif gibi geçiyor. Bu tablette ise ancak determinatif olarak geçmiştir. Mesela ilk sırada DİNGİR NİN-GİR-SU – Tanrı Ningirsu gibi. Adın önünde Tanrı sözünün gelmesi mahz Türk dilinin sintaksis ve morfolojik kurallarından kaynaklanmış bir nesnedir.

I satır 2. söz(işaret) – NİN diye okunuyor. Bu söz ayrılıkta başka anlam – hanımefendi, kız kardeş anlamını veriyorsa da burada artık sonraki işaretlerle birge Tanrı adı gibi kullanıyor. Sumer yazısının, abaçasının tüm eski diller gibi ilginç bir özelliği şu ki, bazı yerlerde, özellikle adların yazılmasında işaretlerin yalnız fonetik değerinden yararlanılıyor. Artık burada işaretin ideogramik değeri kalmıyor. NİN sözünden sonraki, ayır ayrılıkta başka anlam veren GİR(hançer, kılıç, kama) ve SU(bilmek. öğrenmek) sözleri de bu kurala uyarak Tanrı adını belirtiyor. Mesala, bu gün biz bile bu kuralla insanlara ad koyuyoruz. GÜL ve AY – kız adı olan Gülay misali.

II satırda 1. işaret(söz) özgür durumda UR gibi okunup er, insan, yiğit anlamını, 2. işaret SAG gibi okunup baş, birinci anlamını veriyor. Bu iki sözün yan yana, ardıcıl gelerek birleşmesi – UR.SAG ise kahraman, bahadır anlamını veriyor. Aynı sırada bunlardan sonraki 3. işaret KALAG gibi okunup kuvvetli anlamını, 4. işaret GA gibi okunup içki, süt anlamını veriyor. Ancak burada yine yukarıda söylediğimiz kurala uyma var. GA sözü özgür durumdaki anlamında değil de fonetik değerile görevli olup bir ek gibi kullanılıyor. Şöyle ki, Turan dillerinden olan Sumer dilinde de aynen Türkçede olduğu gibi sessiz çiftleşmesi yoktur. İşte bu nedenle KALAG-GA sözündeki G harfinin bir kural talebiyle silinicektir. Bundan sonra söz KALAG-A gibi kalacak. KALAG`ın anlamını söyledik, ama burada GA sözü, yani A harfi ise İsmin dörtüncü hali – bu gün -I, -İ, -U, -Ü olarak kullandığımız ekden başka bir şey değildir. KALAG-A sözünün bugünkü Türkçeye çevirisi kahraman-ı`dır. İşte böyle, II sıra tam olarak güçlü bahadırı gibi okunuyor. Aynen bu satırın benzeri bu açıkalamalar yoluyla olmasa da, bu kurallar esas getirilmeyerek okunsa da, “Gudea” ve “Ur-dingir Ningirsu” levhasına sonuçta aynı okunmuştur. (Şumer Dili ve Grameri. Prof. Dr. Mebrure Tosun, Prof. Dr. Kadriye Yalvaç.I cilt. Ankara 1981. səh 15 ve 16. levhalar.) Bizim fikrimizce burada süt anlamı veren GA sözü, mantıkla, Tanrı Ningirsunun beslemesi anlamına da gelebilir.  

III satırda da ilk söz gibi tanrı determinatifi(DİNGİR), sonra ise EN(bey) ve LİL(üflemek, rüzgar, esmek) geliyor. Burada yine determinatifin talebi ile sözler yine fonetik değerile okunarak Tanrı Enlil anlamını veriyor. Ancak bundan sonraki söz – LA ise özgür durumda olduğu gibi yüce(yüksek) olmak anlamını veriyor. Buradan da satırın matığı anlamını “Tanrı Enlil`in yüce(yüksek)...” gibi çıkarabiliyoruz.

IV satırda 1. işaret LUGAL(kral) özgür anlamında kullanılıyor tabii, ama ondan sonra gelen A(akmak, taşkın, akar su), bir versiyona göre, yine, İsim hallerinin, yukarıda dediğimiz gibi, dörtüncü eki(bu günkü Türkçede -ı, -i, -u, -ü), Nİ(gida, yemek çeşiti, yağ) sözü ise üçüncü eki(bu bünkü Türkçede -a, -e) olarak geçiyor. Bu arada, aynen bu günkü Türkçede olduğu gibi burada da Nİ sözündeki N harfi bitiştirici sessizdir. Böylelikle satır kralına gibi okunuyor. Buna benzer misaller çok. Mesela “Ur-dingir Ningirsu” ve “Ur-dingir Nammu” tabletlerinde böyle okunmuştur. Göründüğü gibi Sumer dilinde işlenen ekler Türk dilinin ekleri olup da hatta bu günkü Türkçeye bile çok uygun geliyor, derdim ki, neredeyse aynıdır.
Başka bakışımıza göre burada geçen tüm işaretler özgür durumdaki anlamıyla kullanılmıştır. Bu mantıkla bakarsak satır ...beslediği, akıncı(fatih) kral(ı) gibi okunuyor. Önceki satırla birleştirsek Tanrı Enlilin beslediği, yüce, akıncı(fatih) kral(ı) gibi.

V satır bütünlükle fonetik değerle okunarak Tanrı Sulgi`nin adını belirtiyor.

VI satırda birinci ve ikinci işaretler NİTAH(er, erkek) ve KALAG(güçlü) sözlerinden oluşan birleşmedir ki, güçlü er, güçlü erkek anlamına geliyor. Ancak bundan sonraki GA sözüne, eğer yukarıdaki kuralla, yani çiftleşmiş “G” sessizinin birini atıp da ek gibi yanaşırsak satır ...güçlü eri(Tanrı Sulgi`nin) gibi okunacaktır. Yok, eğer, GA sözüne özgür durumundaki anlamıyla yanaşırsak satır mantıkla ...beslediği güçlü er(Tanrı Sulgi`nin) gibi okunacaktır.

VII satırda işaretler tamamen fonetik değerile okunuyor. Buradaki LUGAL(kral) sözü dışında tüm işaretler birleşerek ülke adını belirtiyor. Bundan sonra geçen Kİ(yer), EN(bey) ve Gİ(sağlamlık, kamış, kamıştan yapılmış eşyalar determinatifi) sözlerinin birleşmesi ise Sumer ülkesinin gerçek adı – KENGERden başka bir şey değildir. Bunu burada söyleyelim ki, Sumerler kendilerini KENGER olarak adlandırmış ve bunun da doğru nedenleri vardır. Şöyle ki, bu gün arap dilinden alıp kullandığımız “araba” sözünün Türkçe karşılığı “kang(keng)”dir. İşte Sumerler(Kengerler) de tarihten bellidir ki, tekerli arabayı ilk defa keşf etmiş kavimdir. Hatta din tarihinde büyük Nuh tufanı adlanarak mitleşen, Sumer yazıtlarında Bilgameş adlanarak mitleşen Mesopotamiya taşkınından sonra Sumer kavimlerinin bir kısmı  küçük gemilerle kuzeye – Doğu Anadolu ve Nahçivana doğru gidip kurtularak burada yaşadıktan  sonra bu bölgelerde, özellikle Nahçivanda kenger, kengerli yer adları geniş yayılmaya başlamıştır.
Satırın sonucu işareti de yine özgür anlamında kullanılmayıp Ur ülkesinin adı gibi geçiyor. Kısacası, satır Sumer, Ur ülkeleri kralı gibi okunuyor. Bundan sonraki, yani VIII satır da aynı kurala uygun olarak tekrar Sumer kralı gibi okunuyor ve Kİ-EN-Gİ birleşmesinden sonraki Kİ sözü de burada yer adlarının sonunda ve ya önünde gelen determinatiftir. Sumer kralı sözünün ikinci defa, hemde vurgu ile tekrarlanması Sumer şehir devletlerinde var olan bir şehire diğer şehirlerin ekonomi, politik, askeri ve b. açıdan bağımlı olmasını göstergesi gibi tabletin ait olduğu kral Sumer ülkesinin kralı olup da aynı zamanda Ur şehirlerini kendisinden bağımlı durumda saklıyormuş. Ama yazıklar olsun ki, söz konusu kralın iki işaretten oluşan adında ilk işaret bozuntuya uğramış ve okunamıyor. Yalnız adının sonunun ...LİL olduğu bellidir.